Cumartesi, Mart 11, 2006

Good Night and Good Luck...


Gülümsemek bazen bana çok kolay geliyor ve zor olanı başarmaya çalışıyorum. Ağlamayı. Neden bilmiyorum ama beceremiyorum şu ağlamayı. Gözlerim doluyor ama aşağı doğru kendini bırakmıyor su tanecikleri. O zaman ben de kendi kendime düşünüyorum ki, dünyadaki o kadara insan da bunun tam tersinin olmasını istiyor. Gülmek istiyorlar ve ağlamalarının durmasını istiyorlar. Bu durumda aklıma şu geliyor. Aslında dünyanın en önemli hazinelerinden birini taşıyorum ve bunun farkında bile değilim. Kimbilir... Belki de ağlamak da hazinedir ve bunu bilen yoktur.

***

Ciddi duruyorum zaman zaman kendi çapımda. İnsanlar şaşırıyor. Bir şey mi oldu diyorlar. Halbuki bir şeyler olmuyor, her şey normal. Ben takılıyorum kendi çapımda. "Durdurun dünyayı inecek var" diyorum kendi kendime. Kimse durdurmuyor tabii ki. Korkuyorlar.

***

Gözlerim normal görmüyorlar artık. Daha sinematografik bakıyorlar. İnsanların duruşları, hareketleri ve en çok da onun her türlü dokunuş, davranışı bana sinemayı çağrıştırıyor. Gözümün önünden film şeritleri geçiyor. Üstelik henüz ölmemişken. İşte bu açıdan da öleceğim zaman bu söylentinin gerçek olmasını isterim ki, arkama yaslanıp neler yaptığımı izleyeyim. Eğlenceli olur.

***

Not: Kutlu olsun...

İyi geceler...

Hiç yorum yok: