Cumartesi, Temmuz 08, 2006

"Bekleyiş"...



Biliyor musunuz insanın canını ne acıtır?
Ölüm mü? Hayır!
Kavga mı? Hayır!
Terk edilmek mi? Hayır!
Reddedilmek mi? Hayır!
Cevap ne öyleyse?
Çok basit aslında
Bilinmemezlik...
İnsanların neden ve sonuç aramalarının temel noktası...
Belli olmayan şeyler zaman geçtikçe insanın içinde bir ura dönüşüyor, büyüyor büyüyor ve fazlaca insanın canını acıtıyor.

Bu yüzden de bilmeliyim herşeyi. Değer görmek istiyorum artık. Değersiz muamelesine uğramak istemiyorum.

O resimlerde sevgi vardı, hem de kocaman bir sevgi... Ancak o sevgi karşı tarafa ağır geldi ki anlaşılan bana "sevgim bitti" dedi zamanla ve hayatını düzene sokmak için bir şeyleri çıkarmam lazım dedi hayatımdan ve dedi ki "seni çıkartıyorum"... Vazgeçilebilir sadece ben mi vardım hayatında bilmiyorum. Sevgim çöpe atılmıştı, ben ne yapabilirdim ki, sevgimi çöpten aldım temizledim ve yerine koydum. Ancak ondan kalan sevgimi kocaman kalbimin zindanlarına attım. Ona bir hücre verdim. Orada açılmamak üzerine hapsedildi. Sonra zindan olmayan diğer kısımlarda sevgi üretimi yapılan fabrikalar var ve oradan yepyeni tertemiz taze taze sevgiler ürettim yine. Şu an sahibinin alıp, hiç çöpe atmamasını bekliyor. Benim sevgimi kendi sevgisiyle birleştirip hayata başka gözle bakmayı bekliyor.

Beklemek yıldırıyor onu artık ve hızlandırıyor zamanı devamlı. Zaman ilaç değil artık, tam bir zehir ve öldürüyor onu...

Hiç yorum yok: