Salı, Ekim 03, 2006

Sıkıntılar...

Vazgeçmek korkakların tercihidir...

***

Taviz nedir? Benim verdiğim tavizi başka kim göstermiştir? Yani bana da taviz göstermiyor deniliyorsa, karşımdaki ne yaparsa yapsın derim, çünkü bana büyük hakarettir bu cümle. Bir insan için bu kadar cabalamış, emek vermiş biri olsam da, bazen bazı şeyler iki saniyede yormayı beceriyor. Sıkıntıya giriyorum. Zaten ben de son yıllarda çıkan bir şey var, karşımda aşırı baskı veya ısrar gördüğüm an kalbim sıkışmaya başlıyor. Belki de aslan burcunda yazan kalp hastalıkları doğrudur. Bilmiyorum evde annemin ısrarlarından sonra ya da başka lüzumsuz beni rahat halimden gerilime sürükleyen her hareket sağlığımı tehlikeye sokuyor. Bu yüzden de kendimi ne kadar az sevsem de, hayatı sevdiğimden hayatta kalmayı tercih ediyorum ve bu yüzden sağlığımın iyi olması lazım ki böyle yaşamaya devam edeyim. Değil mi?

Sormak istiyorum. Her şey iyiyken neden başına dert almayı dener. Ya da her şey kötüyken elinde kalan güzel şeyleri neden batırmak için zorlar. Yani bazı şeyler yolunda gitmeyebilir ama yolunda giden bir şeyi gerilime sürüklemek bence bir nevi bilinçsiz bir harekettir. Bilinçli hareket, iki kez düşünür.

Beni suçlamaya hiç hakkı yoktur kimsenin, ben özgürlüğümü severim ve özgürlüğü kısıtlayıcı davranışlarda sıkıntıya girerim. Okul olsun, aile olsun, arkadaşlar olsun ya da sevgi meseleleri olsun. Hatta kaç kez ben kimseye bir şey açıklamadan terk ettiğim ortamlar oldu. Beni tanıyan insanlar, ani hareketler pek yapmadığımı bilirler ama işte sıkıntının seviyeleri artarsa, çok sıkıntıya girersem ani hareketlerden kaçınmam.

Sevgim neden yetmez ki kimseye?
Ben herkesi sevmiyorum ki...
Herkese vermiyorum bu imkanı.
Neden sevgimi verdiğim kişiler, kendilerine iyilik yapıp kendilerini özel hissetmezler?
Neden onun yerine umursamadığımı düşünüp entrika yaratırlar?
İnsan neden huzur tatmaya çalışmaz?
Ve benim huzuru bulmaya çalıştığım ilk kişi, huzur ortamımı elimden almak ister ki?
Bilmiyorum.
...