Cumartesi, Haziran 17, 2006

Yaşamak gibi bir şey...

Bazen hayat insanları bir kenara atmaya çalışır, her türlü reddeder.
Saatler geçer, hayat çekilmez olur.
Sizi iki kez üst üste eker insanlar. Aynı insanlar farklı zamanlarda aynı zamanda...
Mazeretleri çok havadadır ama bilirsiniz ki onlar olmadan da varsınızdır. Hayat sizin avuçlarınızdadır. Kimse olmasa bile yaşama sarılırsınız ve bırakmazsınız.

İnsanlar bir gün ölecekler, ölümlerle süslenecek bomboş kanatları.
Düş koridorlarında yürürken, tamamen zifiri olacak önümüz..
Sadece görebilenler adım atabilecek, ileriden korkmayanlar..
Kelimeler tükenirken, tükenmeyen tek şey yaşama sevgim olacak.
İntihar edenleri anlamıyorum.
Böyle bir hayat varken, tüm iyiliklerine ve kötülüklerine yaşamaya her zaman değer...

Özellikle karşınıza güzel şeyler çıkınca...
Mavi mavi bakan...

Çarşamba, Haziran 14, 2006

(....) 4 Nokta Geri Dönerse.... *:)

Her şey geri dönünce, beklediğim süreler değerlendi. Ben değerlendim.
O ne melekti, ne prenses, ne de periydi. Sadece Çiğdem'di... Dünyada ya da şımarmasın ülkede başka yoktu ondan, o özeldi ve hala da özel hehe...

Melekler nurdan olurlar, periler şeffaf doğarlar, prensesler hep gözleri boyarlar.
Sadece senin mavi gözlerinde drinliğinde kaybolmak istiyorum.

Ruhumuz birbirine sarıldığında acılar gidecek yok olacak. Ellerimiz dans ederken birbiriyle iyileşecek, güzelleşecek, bütünleşecek, tek elma olacak...

Yüzüm hep gülüyor, çünkü hep seni de gülümser görmek istiyor. Başka kimde var ki, o güzel gülümseme, başka kim de var ki, değişik bir şekilde hareketlenen dudak mimikleri..

Sen usulca bak bana hissettir kendini, utanma sakın, üzülme sakın, büzülme sakın.. Yaslan bana, dokun bana, sarıl bana, hayatı yaşa...

Dört nokta yan yana gelirse...