Salı, Ağustos 30, 2011

Seçenekler


İnsanların önüne seçenekler verilir çoğu zaman. Bazıları "yeterince seçeneğim yoktu" der. Bazıları "bana seçenek verilmedi, ama bu haksızlık" der. Haksızlık aslında başaramayanların kelimesidir. Herkese az da olsa, çok da olsa seçenek verilir. Bu seçeneklerin doğru olanını bulması istenir. İnsan bu! Hata da yapar, doğruyu da... Bazen de boş bırakır. Böylece şansının gözünün önünde yok olmasını bekler. Bu yüzden de beklemek için önce bir şeyler yapmalıyız öyle değil mi? Aksi takdirde boşuna beklemiş oluruz. Seçenekleri yanlış yerlerde arıyoruz demektir. 

Örneğin bugün karşılaştığım biri, eski dostlardan biri... Uzun zamandır görmediğim kişilerden. Samimi değildik o yüzden. Tam bir sinema fanatiğidir. Bu yüzden de onun açısından düşünmeye başladım. Sinema ile uğraşan birinin en üst noktası ne olabilir? Özellikle de izleyicilikten öteye gitmek istemiyorsa? Bana geldi ve bu alışveriş merkezindeki sinemanın müdürüyüm dedi. O an anladım ki, belki istediği en üst noktalardan birindeydi. Bu kadar üst noktada bir adamla karşılaşmak, beni heyecanlandırdı. Hedefine ulaşıp bir yerlere gelmişti. Ben de kendime baktım ve çabalamazsan olmaz dedim. 

Zaman kimseye adil davranmıyor. Zalimce yaşların ilerlemesini bekliyor. Bu yüzden de seçenekler daralmadan, en çok seçmeli zamanlarımızdayken, en iyi seçenekleri bulmalıyız. Böylece zarı attığımızda ne geleceğini biliriz. İşimiz şansa kalmaz. Tamam şans da önemli bir şey. Lakin insanlar kendi şanslarını kendileri yaratırlar. Bu yüzden de bir şeylere konsantre olmalıyız. Yoksa göbekli, tembel adamlara dönüşürüz. Yani şu an benim olduğum gibi. 

Her şey birbirini tetikler. Ama tetiği çeken kimdir? Buna zaman belirler...

İyi bayramlar...

Cuma, Ağustos 26, 2011

Yaklaşamamak...

İnsanların kafasında çok sevdikleri kişiler, barınabilir görmeseler de. Uzun zamandır yok olanlar bile. Şimdi ise canlandı. Kalbimdeki boşluk döndü. Rüyalarımda kovalayan birileri var. Dönüp dolaşıp peşimde, arkama bakmaya korkuyorum. Ya o çıkarsa diye. 
Çok tuhaf bu zamanlar benim için. Çünkü onu görünce heyecanlanıyorum. Çok özlüyorum. 
Geri gelir mi diye düşünmeden edemiyorum saf bir çocuğum. 
Rüyalarımı uzatıyorum, seni görmek için sadece. 
Benim güzel kızım... Benim tek aşkım... Sen değilsin dediysem de, hep sen olacaksın. 
Yerini doldurmak isteyenler oldu. Belki de olacak. 
Bir insan ne kadar daha bekleyebilir. Seni doldurmak için. 
Belki de, insan sadece bir kez aşık olur. Diğerleri teferruattır. 
Belki de öyle.
Seni hala çok seviyorum. 
Özlüyorum. 
Her sene sana dönüp, rüyamda seni gördüm diyorum. Sen de yine mi desen de, bitmiş duyguların orda. 
İnsan eski sevdiğine platonik olur mu?
İlişkimiz eskidi. 
Belki senin duyguların da. 
Benim taze sevgim var ama...
Sen artık onu umursamazsın. 
İstemezsin. 
Zaten görünüşüm de kötü. 
İyiyken terk ettin.
Bense sevdim seni. 

En kötü şey: sevdiğim halde sana yaklaşamamak...
Beni öldürdün. 
Beni güldürdün. 
Benim olduğun zamanlarda en mutlu hep bendim.
Bendim...
Bendim...
Bendim...

Perşembe, Ağustos 25, 2011

Berbat Bir Zaman Üzerine...


Muhtemelen insanların daha berbat zamanları olmuştur. Ancak benim en berbat zamanlarım genelde tıkandığım zamanlardır.

Tıkanmak...

Yazamama, okuyamama, üretememe durumu...

Benim için hayatın en önemli konularından biri bu meret. Üretime alışkın bir bünye için tamamen yıkıcı bir şey.
Bu ay özellikle çok boş geçti.

Gürke geldi. Çok güzel hep kalsa keşke... Ancak kendi iç dinamiklerime baktığımda, aslında hiç bir şey iyi değil.

İş konusunda örneğin belki de hayatımı kurtaracak fırsatları kaçırmak üzereyim.

Bulduğum anime konseptini icraate sokmak için son şansım olabilir. Elimi çabuk tutmam lazım.

Hazırladığım filmimi değerlendirmesi için göndereceğim kişilerin son tarihi geçeli aylar oluyor. Olsun belki de onlar bana yine de evet derler. Bilemeyeceğim. Bu filmi çekmem gerekiyor başka çaresi yok gibi.
Neyseki öykü kitapları var. Yoksa hayata nasıl tutunurdum ki?

Kız arkadaş edinmede de son dönem çok başarısızım. Düşünün bir kilo aldım, artık kimse beğenmez. Zaten beynimi beğenen kız var mıdır şüpheliyim. Vardır kesin ama o da benimle ilişkiye yelken açmaz. Üff çok loser oldum.

Futboldan da soğudum bugün...

Her şey bok gibi.

Bu zamanlar berbat zamanlar...

Umarım yok olurlar ve içimdeki bastırılmış öfke son bulur, yoksa ben patlayacağım!

Boom!