Çarşamba, Mayıs 19, 2010

Yalnızsan, Yalnız Olduğunu Bilirsin.



Uzun zamandır düşünüyorum. Kelimeleri ve beni ben yapan başka kimi? Yalnızlığa alışılıyor zamanla. Dürtüklerken bedenini sivri ucuyla. Biliyorum dersin, aslında bilmezsin. Bildiğini de unutursun. Yalnız kalmak... Yok olmak demektir. Bu yüzden olmasın kimse yapayalnız hiç. Aylar geçiyor. Oldu baksana 6 ay... Yarım yıl... Sevişemezsin. Öpüşemezsin. Koklayamazsın. Dokunamazsın. Sadece hayal edersin. Bazen düşünür durursun. Sızlanırsın, ağlarsın. Bahsedersin dudaklardan...

Küçük düşler içinde anlatamazsın derdini kendine. Kırılgansın, anlatılamaz bir anlamda. Kurulamazsın, çalmaya ve uyanmaya. Artık bazı şeyler çok gücendirir seni. İçinde bulunduğun kapısız ev bile, çıkmanı engellemeyemez. Çünkü sen, sen senden çıkmazsın. Çıktığında da hep yalnızsın. Buruk bir heyecan var içinde, zamanın kaybolduğuna dair. Yaşlanıyorsun. Başaramadığın çok şeyler var.

Nasıl anlatılır ki, derdinin dermanını bulamadığını, bulduramadığını. Küçümsenen her düş, bir gün ağlar. Göz yaşları bir bardak suya dönüşünce, içersin umutlarını. İçine doğar, güneş ve sen. Ummacılık bir oyun değil. Oyun olan sensin. Kendine bakınca baktığın o insan, sen değilsin. Ama sen olabilirsin. Kimse düşünmez, sen de düşünebilirsin. Bittiğini artık kafandan çıkarmamayı sürdürürsen, göremezsin önündeki papatyayı. Papatyan olsun diye.

Bazen bir dostun düşer bir kavonoza. Kurtaramazsın. Camların kırılmasını ya da kapağın kapanmamasını. İstersin. İstersin... Kimse bilmez ki, sen o değilsin, sen ikiliksin. Sen hep düşünebilirsin. Bazen hayal gücün bile tıkanmasa da, ilerleyemeyen şeyler, tıkanmıştır. Tembellik bir hastalıksa, hastanın ayağına gelmez ki doktor. Sen doktorun ol, bul kendini. Düzelt her şeyi. Anla ailenin değerini.

Yalnızsın... Yalnızsın... Yalnızsın... Yalnızsın...
























Not: Dio hep kalbimde olacaksın hiç unutmayacağım seni.....