Salı, Ocak 18, 2011

Yeni Yıl, Spor, Atölye ve Gülümseten Sürprizler...



Yeni bir yıl demek... Başladı bile... Çok da ilginç başladı aslında. Harıl harıl çalışan dört kişi... Biri gitti. Üç kişi kaldı. Sonrasında ise yetiştirilmeye çalışılan bir senaryo... Tam kutlamaların başladığı anda "dışarıda neler oluyor ya, bu ne gürültü böyle" diyen şaşkın ben... Yeni yıla çalışarak girdim, o halde çalışacak mıyım tüm yıl? Keşke öyle olsa...

Gerçi ilk umut parçacağı ile başlayan bu senaryo seansı en sonunda yine ilk hayal kırıklığı ile sonlandı. Neden bize versinler ki işi değil mi? Yılbaşı günü kendini parçalayan bir grup insan... Önemsizler... En azından bize böyle hissettirdiler ve yine yenildiğimizi anladık. Çöktük mü, hayır. Mücadeleye devam ediyoruz. Darısı "Kara Dul"'un başına. Belki de bizi yükseltecek olan proje oydu bilmiyorum. "İşimiz iş" de bu rüzgardan yararlanır mı dersiniz? Keşke derim...

Sonra yeni yılla birlikte spor hayatımız devam ediyor sadık dostumla. Bir gün kondisyon, diğer gün ağırlık... Başta her yer ağrılıydı ama sonra vücut alıştı. Gerçi henüz çok etkisi gözle görünür değil. Bakalım ilk testler sonucunda gerçeklerle yüzleşmeye hazır mıyız? Zavallı anneciğimin ağrılarına rağmen yaptığı güzel yemekler yüzünden tam rejim olayına geçemedim. Zaten spor salonunda bahsedilen yemek türü de bana göre değil. Her 2 saatte bir yersem ben çok şişerim. Ne de olsa çok öğün yiyen bir adam değilim ben. Çorba işine girmek lazım. Ne diyorum ben ev hanımları gibi oldum. Napalım göbeğimizle sevsin biri beni. Beni "ben" olduğum için sevsin. Nasıl göründüğüm ya da ileride olacak paralarım için değil...

Atölye de hayatıma eklenen yeni bir renk...Nasıl desem okulu özlemişim. Üstelik bu okulda çalışırsam hedeflerime hayallerime de biraz daha yaklaşabilirim. Şebnem Dönmez'e de hayalimdeki soruyu soramadım. Sorarım elbet değil mi? Bazen sormak güzel bir şeydir. Oradan bakalım bize de ekmek çıkacak mı?

Dostuma da sancılı bir doğum günü düzenledik Erko Yaşaro ile... Neyseki altından kalkabildik aksiliklere rağmen. Onun mutlu olmasını sağlamak önemliydi. Başardıysak ne mutlu....

Güneş yüzlü kız... Bazen çok uzaklardan aniden çıkıp gülümsememe neden oluyor. Ancak belki de onu hiç göremeyeceğim bir olasılığın içinde, bunu bilmemem ama hala umut etmeyi sürdüreceğim. Çünkü herkesin umut etmeye ihtiyacı var.

Bakalım yeni yıl bana hayatıma, ruhuma ve beynime iyi gelecek mi? Projelerim hayata geçecek mi? Tembelliğim yok olacak ve film, social network ve iş olayları yerine oturacak mı? En önemlisi de kalbimin kilidini birisi açabilecek mi?

Yeni yıl hoş geldin...