Pazartesi, Eylül 24, 2012

Işıldamak, Kendi Karanlığına Kapılmadan...



Yıllar üzerinden giden yıllık bir döküm defterimdeyim sanki... Çünkü hep yıllardan şikayet eden bir adam var. Üstelik ne derse desin, olumlu bir şeyler olmuyor gibi görünüyor. Neyse sözün özüne gelelim.

2012 de belki hayal kırıklığı yılı denilebilir. Ama onun yerine boş yıl olarak akıllarda kalacak sanırım.

Yine son saniyede kaybedilen şampiyonluklar, Alman Konsolosluğu'nun bana yaşattığı travmatik zamanlar... İşin komiği o kadar para gitti ve insanların gazını alıp üzerinde uğraştım. Sonrasında insanların umrunda değilmiş gibi geri çekildiler. Bu yüzden de anladım ki kendi aklın dışında, başkalarına uymayacaksın. En sonunda hatırlanmasa da, hep ben "bunu demiştim" ile kalıyorum.

İnsanlar Avrupa'ya çıkıyor, ben evde yalnız kalıyorum. Arkalarından bakıyorum.

2013'te vize gelir mi sorusunu dinlemeden insanlarla diyalog kurmak istiyorum.

Acting Simulation bir yola girdi ama sonrasında nerelere ulaşır bilinmez, belki de hayal kırıklığının daniskası olacak... Olsun ben güvendiğim bir arkadaşıma emanet ettim en azından...

Bunun dışında yazar durgunluğundayım, ne de olsa çok birikmiş bir çekme hevesim var. O olmayınca da içimde patlıyor ve daralıyorum.

En iyisi bir şeyler yapmak, yoksa iddiaya girmek carpe diem bir çözüm oluyor.

Bu sefer kısa kesiyorum. hayalkırıklıkları atlasım daha fazla yol almasın. Pusulam kuzey rüzgarına doğru beni sürüklesin ki, geleceğe umutla bakayım...

Söylemeyi unuttum ama Yaşi de olmasa, bu hayat çekilmezdi. Kavga ediyoruz, barışıyoruz, çok karamsara ama o yine de gözümün ışığı... O beni aydınlığa sürüklesin, kendi karanlığına kapılmadan...






Hiç yorum yok: