Pazar, Nisan 23, 2006

23 Nisan'ımız kutlu olsun... Çocukluğumuz öldü...

Her adımım hep tedirgin görünebilir. Bunun ana etkeni ise sensin çünkü, sen tam olarak kendini bana teslim edemedikçe ben de o tedirginlik hep olacaktır ve sanki her sabah kalkıp aynı yerden başlamak gibi bir durum ortaya çıkacak? Bugün aslında dündü. Dün ise ondan önceki gün. Sana yaklaşmaya çalışıyorum, elinin tersiyle itmek istesen de, beni kabul etmek istemesen de. Ancak biliyorum ki içinden bir parçan da bana ait ki, yanıma istemesen de geliyorsun. Dokunuşumdan hoşlanıyorsun. Sadece sanki duvarın engel oluyor bunlara. O duvarı yıkamasan da, mutlu olmak istiyorsan günü yaşa. Sadece benimle olduğun günleri, zamanı yaşa. Carpe Diem...

Hep böyle mi olacak? Hayır hep böyle olmayacak, zamanla kafandaki tabularda yok olacak ve beni itmekten vazgeçeceksin, buna inanıyorum. Hayır olmazsa böyle bir şey ban bir şaplak at olur mu? Aklım başıma gelsin. Çünkü aklımı başımdan aldığın için kendime engel olamıyorum. Hayatında başka biri varken bile seni bekledim, başka ne yapabilirim ki tatlım söyle bana...

Hiç yorum yok: