Cumartesi, Şubat 20, 2010

Aşk


Türkü ilham verdi ve yazayım dedim. Başka ne yapabilirim ki... 4 yıl sonra geri döndüm bloğuma...


Mazoşist bir aşkın buseler içindeki kötürümü...
Yürümek istiyor, çekip gitmek istiyor insan zamanla ama bir bataklığa saplanmış gibi kalıyorsun orada.
İçine bata bata boğulurken, nefes alamıyorsun ama bir yandan da hoşuna gidiyor bu durum.
Munch'ün tablosundaki gibi çığlık sadece tablonun içinde saklı kalıyor.

İnsan seviştiğinde nefes alabiliyor şeytanıyla...


Hiç yorum yok: